Bugün, akıl hastalığı üzerinde çalışmalar yapan pek çok araştırmacı, psikolojik hastalıkların gerek genetik mirastan ve fizyolojik durumlardan, gerekse içsel psikolojik dinamikler ve çevresel etmenlerden kaynaklandığını düşünüyor BİYO-PSİKO-SOSYAL PERSPEKTİFİşte akıl sağlığına bu bütünsellikten bakan görüşe biyo-psiko-sosyal perspektif deniyor. Bu görüş, akıl ve bedeni birbirinden ayırmamak gerektiğini savunuyor. Biyolojik etmenler: Evrim, bireysel genler, beyin yapısı ve kimyası.Sosyal etmenler: Toplum içindeki roller, beklentiler, normal ve anormal tanımları.Psikolojik etmenler: Stres, travma, öğrenilmiş umutsuzluk, anılar, deneyimler.Genler ve KarakterGenlerin karakter üzerine etkileri konusunda konuşabilmek için öncelikle "karakter" kavramını hangi çerçeveye oturttuğumuza göz atmamız gerekiyor. Kimi araştırmacılar, karakteri üç ana başlık altında topluyorlar: zekâsal yetiler, kişilik ve sosyal tutumlar. Zekâsal yetiler konusunda yapılan araştırmalar öyle gösteriyor ki, genetiğin fiziksel büyüklüğüyle de ilgili olarak beyinsel kapasite üzerindeki etkisi tartışılmaz. Çünkü beynin fiziksel büyüklüğü sinir ağlarının sayısını, bununla ilgili olaraksa depo edilebilecek bilgi potansiyelini etkiliyor. Kişilik ve genin ilişkisi ile ilgili olarak ise mevcut bilimsel veri görece daha yoruma açık ancak yine de pek çok çalışmayla desteklenmeye devam ediyor. Ve son olarak sosyal tutumlar. Bu konuyla ilgili olarak yapılan çalışmaların henüz yeni olduğunu görüyoruz. Ancak yine de genlerin, sosyal tutumlarımızda da parmağı olduğunu var sayabiliriz. Konuyla ilgili çalışmalar yürüten bilim insanları, karmaşık duygusal durumlarımızı belirleyebilen tek bir genden bahsetmenin olanaksız olduğunda hemfikir. Ancak özellikle de psikolojik hastalıkların temelinde yatan bir takım genetik özellikleri ortaya çıkarmaya yönelik araştırmalar sürüyor. Örneğin, serotonin taşıyıcı geni (5-HTT), beyne mesaj iletiminde görevli serotonin kimyasalının vücudumuzdaki dağılımından sorumlu. Bireylerin korku tepkileri ve nevrotiklik seviyeleriyle bu genlerindeki çeşitlilik arasında bir ilişki olduğu düşünülüyor. Yine de altını tekrar çizmekte fayda var: Kişiliğimizin karakterleri üzerine etkide bulunan genler öylesi çeşitli ve birbirleriyle etkileşimleri karmaşık ki, kilit bir gen bularak kişiliği çözebilmek ütopik görünüyor. Üstelik çalışmalar sırasında göz önünde bulundurulması gereken bir nokta daha var: çevresel genetik. Çevremizle olan ilişkilerimiz ve bu ilişkiler sonucu edindiğimiz deneyimlerin ya da altında kaldığımız etkilerin genleri ne yönde etkilediği de önem kazanıyor. Çünkü hiç kuşku yok ki karakter, genetik ve çevresel koşulların etkileşimli etkisiyle oluşuyor. Tam olarak bir yüzde verebilmek ise çok zor. Çünkü bir kişilik karakteri üzerinde genetiğin mi, yoksa çevrenin mi daha etkili olduğu hangi karakterden bahsettiğimize göre de değişebiliyor.
Popular Posts
-
Bu olayın özünde aslında enzimlerin en etkin oldukları sıcaklık değerlerinin farklı olması yatıyor. Bildiğimiz gibi enzimlerin etkinlik...
-
Uçakların icadından sonra her alanda yaygın olarak kullanılmaya başlaması kısa sürede gerçekleşti. İlk uçaklar orduda keşif görevlerinde...
-
Kızılötesi olarak adlandırılan ışınım, görünür ışıktan daha uzun dalgaboylu ve daha düşük enerjili ışınımdır. Gözlerimiz bu dalgaboyuna d...
-
Bütün insanlar rüya görür. Yani doğuştan görme özürlüler de rüya görür. Bildiğimiz gibi görme yeteneğini kaybeden bir insanın zaman için...
-
Bunu bilmek sizi de şaşırtacak, ancak dünyada Q klavye olarak bildiğimiz tuş dizilimi aslında daktilonun icat edildiği ilk günden beri ...
-
Yüzyıllarca önce insanlarda şeytani güçlerin, bebeklerin veya küçük çocukların vücutlarına girmek için fırsat kolladıklarına ilişkin or...
-
Bir böcek öldüğünde, fizik kurallarına göre, vücudunun en ağır bölgesi yere ilk çarpacak şekilde düşer. Çünkü bacaklar, vücudun ve kanatl...
-
İnsanlar tarihlerinde çok uzun bir süre tuvalet kullanmadılar. İşlerini, hayvanlar gibi, en yakın çalının dibinde veya bir ırmak kenarı...
-
Yumurta kabukları, beyazdan kahverenginin değişik tonlarına kadar farklılık gösterebilir. Bu, tamamen tavuğun genetik yapısına bağlıdır....
-
Asya'da ceviz hala beyin gıdası olarak kabul ediliyor, bu ülkelerde öğrenciler, sınavlardan önce ceviz yiyerek notlarını yükselte...
sayaçlar
Hakkımda
Blogger tarafından desteklenmektedir.
0 yorum:
Yorum Gönder